17 Şubat 2013

The Straight Story'deki Gizli Şifreler

The Straight Story David Lynch'in en sakin, en huzurlu, en uysal ve de adı gibi en düz filmi. David bu filmde aşkı, sevgiyi ve ana babaya hürmeti anlatıyor. Tamamen yolda geçen bir hikaye. Gerçek ve yaşanmış bir olay anlatılıyor. 73 yaşındaki Alvin Straight yaklaşık 400 km ötede dağların arkasında kalp krizi geçiren kavgalı olduğu kardeşini görmeye gidiyor. Yalnız bu gidiş öyle arabayla, metrobüsle ya da pegasus airlines ile değil, çim biçme makinesiyle! Saatte en fazla 8km hızla giden bir çim biçme makinesine binip kardeşini görmeye gidiyor. İşte bu onun düz hikayesi.



Peki bu film gerçekten bu kadar düz mü?

Elbette değil.

David Lynch'in yahudi olduğu bilinen bir gerçek iken David'in yani Davud'un yahudi mitlerine gönderme yapmadığı bir film elbette düşünülemez. Çünkü Hollywood'taki yahudi lobisinin beklentileri de bu yöndedir. Bak Davud biz sana finansman ve her türlü desteği sağlarız ama yapacağın filmlerde velev ki düz bile olsa bize yani yahud alemine referanslar muhakkak olsun. Muhakkak serpiştir bişeyler. Bunu yahudi lobisi her yönetmene söyler. Hollywood'a girişte böyle bir kontrat imzalanır ve işler böyle yürür.



Straight Story'de de durum aynıdır.

7 çocuklu Alvin Zion Dağı'nda ikamet etmekte olan hasta kardeşini görmek için çok büyük zorlukları göze alarak yola çıkar ve de başarır. Bu zorlu yolculuk esnasında da kimseden yardım almaz. Bunu kendim başaracam der. Burada Alvin birey bazında herbir yahudiyi toplum bazında ise siyonistleri temsil eder. Hz. Davud'un kutsal saydığı Zion dağına ulaşmak içim her bir yahudi kendi ayakları üzerinde, kimseden yardım almadan çaba göstermeli ve sonda huzura ermelidir. Filmde Alvin'in kutsal bir sayı olan 7 adet çocuğu vardır. Çim biçme makinesiyle yola çıkar. Yolculuk boyunca farklı insanlarla karşılaşır. Genç bir grupla birlikte bir gece geçirir. Çocuğun biri 73 yaşındaki Alvin'e yaşlılığın en üzücü tarafının ne olduğunu sorar. Alvin "bir zamanlar genç olduğunu hatırlamak" der. Ve yoluna devam eder. Alvin Zion Dağı'nda kardeşine kavuşunca birlikte bahçede oturur, gülümseyerek ve de huzur içinde uzakları seyrederler ve film biter. Yahudi kutsal kitaplarında bahsedilen vadedilmiş topraklar ve vadedilmiş günler budur. Filmde bu düz hikaye diye geçiştirilir fakat işin aslı gördüğünüz gibi o kadar da düz değildir.

Son olarak şunu söyliyim: film gerçekten çok güzel, huzur dolu bir film. Müzikleri hele inanılmaz güzel. Böyle güzel bir pazar günü izlemek için bundan daha güzel bir film olamaz. İyi seyirler.

3 yorum:

  1. Elinize sağlık. Son derece sağlam bir okuma yapmışsınız. Katkıda bulunmak isterim. Aşırı yorum olabilir ama; filmdeki David, peygamber Musa'yı,David'in kardeşi ise Musa'nın kardeşi Harun'u temsil ediyor. Musa kavmini Harun'a emanet etmiş etmiş, bir yolculuğa çıkmış, sonra Harun'a geri dönmüştü. Film o yolculuğa da göndermelerde bulunuyor. Dikkatli seyirci o sahnelerde;
    "Tur dağında Musa ile,
    Elindeki Asa ile,
    çağırayım mevlam seni"
    ilahisinin melodisini de belli belirsiz duyacaktır.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Sayın Adsız inanılmaz güzel bir yorum olmuş. Ben bu noktaları görememiştim. Geride kalan kesinlikle Harun'u temsil ediyor ve ayrıca ilahi de tam oturmuş. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. "Bunu yahudi lobisi her yönetmene söyler. Hollywood'a girişte böyle bir kontrat imzalanır ve işler böyle yürür."

    Aynen böyle, ben soykırımlı film çekmiyorum diye ışıklarımın fişini çekip kaçarlardı.

    YanıtlaSil